Monday, 11 November 2024

81. Mucizeye Yolculuk I

 




Dostlar uzun zamandır sessizdim,

Çünkü 2024 önümü fazla göremediğim bir seneydi ve durum böyle olunca ben de kendi içime dönüp baktım ve bütünün hayrına yazılası bir okyanus buldum. Onu küçük blog yazıları olarak yazmak istemedim. 9 ay üstünde çalışıp bir kitap dosyası haline getirdim. Dile kolay 118,344 kelime, 533 sayfa olmuş. Bugün son kontrol ve derlemelerim bitti. Bugün son sözünü yazdım. Bugün yayıncılara göndereceğim.

Adı, “Mucizeye Yolculuk”.


Var oluşumun en hayırlı bir gereğini yaşadığım için mutluyum, gururluyum.

Bu kitabın bendeki heyecanına sizi de davet etmek istiyorum; bunu gönülden isteyebilecek dostlara çağrım. Kitabı benimle birlikte bizim kitabımız olarak düşünüp hissedecek dostlara çağrım. Bu bizim kitabımız olsun. Çünkü biz biriz ve bu akışın kitabı.


* Yayıncılara gönderdiğim mektubu yazının sonunda ve kısmen paylaşacağım.

* Gördüğünüz kapak resmi çalışması Yuuka’nın. Hayalimde canlandığı gibi ona tarif ettim; o da üstünde saatlece çalışarak bu resmi yaptı.


---


Bundan başka bir önemli haberimiz daha var.

Biz bir süreliğine (ki o süre 2-3-4-5 sene olabilir) Hindistan’a gitmeye, orada yaşamayı denemeye karar verdik. Yuuka ve Maya önden Japonya’ya gittiler. Ben bazı başladığım şeyleri bitirebilmek adına şimdilik buradayım. Kısmetse iki ay sonra onları Hindistan’da karşılayacağım ve oradaki yeni yaşantımıza başlayacağız. Türkiye’de yaşadığımız şu son beş sene içinde çok dostumuz, kardeşimiz oldu. Sözüm şimdi o dostlara:

Hepinizi candan seviyoruz. Bu bir veda değil. Biz geliriz, siz gelirsiniz, bir şekilde yine buluşuruz. Kalpler yeter ki hep bir kalsın.

Ki toprağımıza geri dönmek, burada yaratmaya başladığımız şeylere kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz; vakti yeniden geldiğinde.



Çoğumuz kendi hayatlarımızda büyük değişimlerin arifesindeyiz. Bütün dünya da öyle. Kartlar yeniden dağılıyor. Büyük yeni seçimler yapılıyor, yeni adımlar atılıyor.


Bu günkü 11:11 portalının gücünü de arkamıza alarak, hepimiz adına dileyelim ki:

“Bütün seçimlerimiz bütünün mutluluğuna , birliğin şifasına hizmet olsun.”


Aşk olsun.



----

Yayın evlerine gönderdiğim mektup:



Öz Geçmiş ve Kitap Özeti

Size göndermiş olduğum bu e-posta, hem öz geçmişim hem de yayınlanmasını dilediğim kitabın özetidir.

Adı “Mucizeye Yolculuk I” olan bu kitap hayatımın hikayesidir.

Ben Strong Wings Gökhan Atış. 24 Eylül 1979 İstanbul doğumluyum.

Çocukluğum İzmit’in köylerinde ve sonrasında İstanbul’da geçti. Anlaşılmadığım, yabancısı hissettiğim bir dünyada kanatlarım kırpıldı. Uçmayı unuttum. Yine de uçma yeteneğimin içimde bir yerlerde olduğunu bilerek aramaya devam ettim. Büyürken yavaş yavaş açıldım, hatırladım, anladım kendimi.

Gençlik yıllarımda Taksim’de sokak müzisyenliği yaptım. Kamp yaparak, otostopla Türkiye’yi dolaştım.

Ben gerçekten kimim, neyim, hayatımın bir amacı var mı diye önce kendi kendime sorup düşündüm.

Sonra kamyoncular ve diğer yolcularla muhabbetlerde cevap aradım.

Hippi akımının özgürlüğünü ve çılgınlığını sevdim, müziklerini dinledim, şarkılarını çalıp söyledim.

Kendi şarkılarımı besteledim.

Üniversiteyi Kıbrıs’ta okudum. 2002-2012 arasında, uzak yol yapan yük gemilerinde dördüncü ve sonra üçüncü kaptan olarak çalışırken elliden fazla ülkede bulundum. Yaşamın ve ölümün kenarında yürüdüm, deliliği ve ilahi aklı gördüm. Çerokee kanından bir şaman tarafından Strong Wings olarak adlandırıldım. Bununla birlikte ruhani arayışım başladı. Gemilerden ayrılıp yollara düşen, ruh eşini arayan ve bulan Gaak isminde bir kahramanın öyküsünü yazdım. Öykü “Gaak ve Baap” isminde bir romana dönüştü. 2010 senesinde Cinius yayınlarında para ödeyerek bin tane yayınlattım. Kitabın üç yüz tanesini ben, Taksim’de, bizzat, elden ve ücretsiz dağıttım. Diledim ki okuyanlar ilham alsınlar, onlar da ruh eşlerini merak etsinler, arasınlar ve bulsunlar. Böyle yaparsam bir sihir yaratacağımı, bunun sonucunda kendi ruh eşime de yaklaşacağımı düşünmüştüm. Doğruymuş.

Göğsüme, rahimde bir bebeğin resmini dövme olarak çizdirdikten sonra, 11.11.2011’de Gaak’ın hikayede düştüğü yola fiziksel olarak düştüm. İran’a ve Hindistan’a gittim. Bu yola girmemin tek sebebi ruh eşimi bulmak değildi. Öncelikli sebebim kendimi tanımak, öz benliğimi anlamak, gerçek bir ben olabilmekti. Varlığımda birikmiş maddi manevi acılar da beni bir çare aramaya doğru itmiş, bu yolculuğa hazırlamıştı.

Çıktığım yolculukta her sabah Tanrı’ya yalvararak ruh eşimi ve çocuğumu aradım. Çocuğumun kız olacağını, adının Maya olacağını senelerdir biliyordum. Yolda ruhumun bana gönderdiği işaretleri okumayı öğrendim. Kalbimin peşinden gitmeyi öğrendim. Yol boyunca, bu kişi benim ruh eşim mi diye sormam gereken insanlar çıktı karşıma. Test edildim. Bir şekilde bildim ki değillerdi. Yola devam ettim. Akıllara durgunluk verecek mucizeler, denk düşmeler, ilahi yardımlar deneyimledim; yolculuğun ilk gününden son gününe... Gerçi son gün yaşandı diyemem. Son günü yok o yolun. Yol sonsuzluk yolu ve ben hep yolda olacağım; mucizelerde.

Yola çıktıktan üç ay sonra, Hindistan’ın küçük bir kasabasında kendisi bir şaman olan, Japonya doğumlu Yuuka ile tanıştım. Kavuştum demem daha doğru olur. Oydu aradığım ruh eşi. Kitapta yazdıklarımla yaşamakta olduklarımın benzerliği, bana Yuuka’nın aradığım kadın olduğunu söylüyordu. Dahası bütün hücrelerim biliyordu, onun O olduğunu. Orada evlendik. Beş ay sonra da kızımız Maya’nın geleceğini öğrendik. Bu gün evliliğimiz 12. yaşına girmek üzere ve kızımız Maya 11 yaşında.

O yolculuk, ruhani rehberlik ve şifacılık cevherini taşıyan öz doğamı ortaya çıkarttı. Böylece önümde yeni bir hayatın yolu açıldı.

Into the Wild filminde yaşam öyküsü anlatılan Chris McCandless’ın bütün kimliklerini yakması beni derinden etkilemişti. Bunu bir gün ben de yapacağım diye kendime söz vermiştim.

Sonunda benim de vaktim gelmişti. Bana Strong Wings isminin verildiği dağ başında, bir ateş çukuru açıp ailemin ve toplumun iştahla kabul ettiği ama benim bir türlü kabul edemediğim kaptanlık, adamlık, vatandaşlık gibi türlü kimliklerimi tüm lisans evraklarım ve diplomalarımla birlikte ateşe atıp özgürleştim.

Orada kendimi ilk kez Strong Wings (Güçlü Kanatlar) olarak hissettim.

Ani gözüken büyük değişimimle birlikte ailem beni evlatlıktan reddetti. Cebimde sadece elli dolar parayla, Japonya’ya taşındım. Japon ailem beni kucaklayarak karşıladı. Orada yeni bir yaşam alanı kurduk. Yuuka’ya doğumunda ben ebelik yaptım. Maya’yı evimizde, doğal doğumla ellerimizle karşıladık.

Kadim zamanların gücü ve bilgeliği uyandı.

Ruhani rehberlik ve şifacılık yapmaya başladım. Ailece Japonya’da, Türkiye’de, Asya ülkelerinde dolaşarak ve hizmetimizi sunarak yaşadık.

Türk ailem de sonra yeni beni, seçimlerimi, yaşadıklarımı kabul edip, hepimizi bağrına bastı.

Maya 4 yaşındayken “Mucizeye Yolculuk” adını verdiğimiz Kuzey-Güney Amerika yolculuğuna Indiegogo toplu fonlamasından aldığımız destekle çıktık. Evimizi, yerimizi, yurdumuzu arıyorduk.

Mucizeye Yolculuk adlı bir blog sayfasında ayahuasca, Dmt5meo, vipassana meditasyon, hastalık ve şifa, dünyanın durumu ve gidişatı, büyük kolektif bir bilinç uyanışının haberleri üzerine yazılar yazdım. Dünyanın çakralarına giderek insanların o enerjilere bağlanabilmesi ve o enerjiyi de Türkiye’de topraklayabilmeleri için oldukları yerden katılabilecekleri toplu meditasyonlar organize ettim. Peru’ya ruhani rehberlik ile bir grup götürdüm. Free hug etkinlikleri düzenledim. Ses ile şifa çemberlerinde hizmet ettim. Evrensel kanallık ve şifa kursları verdim.

Zaman içinde yolumuzu, yolculuğumuzu merak eden, bizleri daha fazla duymak isteyen insanlar çoğaldılar. Hayatımızın hikayesini yazmamızı tavsiye eden, isteyen birçok insanla tanıştık. Filmi olsa ne güzel izlenir de dediler. Onlara her zaman, belki bir gün diye cevap verdim.

Her şeyin kendine has bir mayalanma süresi var. Galiba bizim mayamız şimdi hazır oldu. Son dokuz ay boyunca hikayemizin çocukluğumdan başlayan ve kızımızın doğumuna kadar olan sürecini kaleme aldım. Yuuka’nın kendi hayat hikayesi de ilham olacak türden. Mucizeye Yolculuk 2’de Yuuka’nın hayatını ve Maya’nın doğumundan bugüne kadar yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum.


Mucizeye Yolculuk I’ okuyucularına ne anlatıyor diye sorulursa:

Herkesin Yaratan’ın mucizesi olduğunu, herkesin kendi ruhuna kanal olduğunu ve kendi mucizesini yaratıp yaşamak üzere dünyaya geldiğini; bunun gerçekleşebilmesi için konfor alanının fark edilmesi, varlıktaki acının duyumsanması, tutunulan kimliklerin ve hikayelerin bırakılması, zihinsel gürültünün susturulması, gönül sesinin duyulması, ruhsal arzuların güçlü bir niyet ve irade ile gerçeğe dönüştürülmesi, bütün varlıkların iyiliğine adanarak yaşamak; bütün bu formülün aslında cenneti yarattığı, cennetin dünyada olduğu anlatılıyor. Yazmaya başladığımda, bunu kendi yaşadıklarımı akışkan, gizemli ve heyecanlı bir örgünün içinde anlatarak, hissettirmeden yapmayı hedeflemiştim. Ruhsal gerçekleri, sürükleyici bir öykü aracılığıyla anlatmayı arzu ettim. Bunu başarabilmiş miyim; okuduktan sonraki benliğinizin takdirine sunarım.

Bir icatta bulunmadım, tarihe geçecek önemli bir şey yapmadım. Neden insanlar hayat hikayemi okusun ki?

Yaşadığım hayat hikayesi öğrenilmiş kimliklerin dışına çıkmak ve kendin olmak hakkında. Bu yüzden her çağda okunabilecek ve fayda yaratabilecek bir hikaye.

---



Bu kitabı, bu defa, kendin öde kendin yayınla yoluyla yayımlamak istemiyorum. Ben üstüme düşeni, olduğum gibi olarak ve yazdığım gibi yazarak yaptığımı hissediyorum. Bu noktadan sonra bu eylemin doğurabileceği potansiyeli görebilen ve bütünün faydasına yayınlamak isteyecek bir yayın evine; beni kalpten anlayacak bir editör kardeşimin ellerine onu teslim etmek istiyorum. Kitabı sahiplenmiyorum. Yayınlanırsa o hepimizin kitabı olsun. Onunla para kazanmak ve ünlü olmak gibi kaygılarım yok. Tanrı biliyor ya kalbimde tek ve saf bir istek var: Bütün varlıklar mutlu olsun.

Bu kitapta anlatılanların bu bütüncül mutluluğa hizmet edeceğini düşünerek yaşayarak ve yazarak işçiliğini yaptım.


Aşk olsun.

Saygılar, sevgiler.

*Blog sayfam: https://journeyto - miracle.blogspot.com/

(Blog sayfam son 1 senedir aktif değil kitabı yazmakla meşgul olduğum için)


*Cinius yayınlarından çıkan Gaak ve Baap’ın linki:

http://sahnearkasi.ciniusyayinlari.com/kitaplistesi.asp?kisiID=71531


*2011-2012 arasında Psikeart dergisinde 3 yazım yayınlandı



*Şifalı şarkılar ve mantralardan oluşan iki müzik albümü seslendirip paylaştım: https://soundcloud.com/gokhan - atis


*Youtube’da ‘Anahata Life is Miracle’ adlı bir kanalım oldu ve orada doğadaki yaşamımızı anlatan vloglar çektim. (Son iki buçuk senedir İzmir Seferihisar’ın kırsal bölgesinde yaşadık.) Kanal Linki: https://www.youtube.com/@anahatalifeismiracle8075


*Youtube’da “Gokhan Atis” adlı kanalımdan ses ve dans ile şifa içeren videolar paylaştım. Kanal linki : https://www.youtube.com/@gokhanatis3404


*Pozitif dergisinde “Bir roman yazdım hayatım oldu” başlıklı röportajımız çıktı: https://www.pozitifdergisi.com/roportaj/bir - roman - yazdim - hayatim oldu.html

(Bu bir reklam yazısı değildi ve dergi editörünün bir şekilde bizi keşfetmesiyle tamamen spontane gelişmişti.)


*“Başka Adamlar” adlı bir podcastta hayat öykümüzü anlatmam ve şifacılık üzerine konuşmam için davet edildim:

https://podcasters.spotify.com/pod/show/didem - mollaoglu4/episodes/Gkhan - At - eqcnh8






80. Mucizeye Yolculuk I

 


Mucizeye Yolculuk I