Saturday 19 December 2020

64. Toprak çağından son bir yükseliş yazısı...

 

                           (Art: Gate of God by Gary Osborne)

Toprak çağından son bir yükseliş yazısı.

Üstadların kehanet ettiği, haberci ruhların yüzyıllardır duyurduğu, haberi kalbine konuşan Yaratan’dan alanların hep sezdiği, hep beklediği ve bazen ulaşılmaz kadar uzak hissettiği “Aydınlık Çağ”ın giriş kapısına vardık. Bu güne kadar haberi verilmiş olan bu büyük olaya kendini hazırlamamış olanlar anlamsızlık ve amaçsızlık içinde kaybolmuş olabilirler; korkuyla, öfkeyle ya da kederle savruluyor olabilirler. Ya da bu ilahi olayı durdurabileceğini sanan karanlıklar panik halinde çıldırıyor olabilirler.

Bu güne kadar gönderilmiş bütün ışık dalgaları onları özümsemek için şükranla kalplerini açmış bekleyen insanlar ve varlıklarca alındılar. Bazıları yaşadıkları süre boyunca gelen birçok ışık dalgasını varlığına demirleyerek yeni çağın kapısına bilinci iyice yükselmiş olarak vardı.  Onlar için olacak olanlarda bir sürpriz yok.  İçlerinde kutlama hissi yükseliyor.

“Aydınlık çağ nedir? Ben de onun bir parçası olmak isterim,” diyorsanız geç kalmış sayılmazsınız.

Aydınlık çağ birliğin çağıdır.

İnsan bu görünen dünyanın yanıltıcılığından dikkatini içeriye çevirebilseydi önce evren kadar büyük olan zihninin kaosuyla karşılaşır ve kendi içinde kaybolurdu. İçeride kalmaya devam etseydi o kaotik evrenin merkezindeki ışık kapılarını görür, onlardan geçer ve hakikate çıkardı. O haikakat ki her bir zerrenin ayrılmamacasına 1 sonsuz enerji büyüklüğünün parçacıkları olduklarıdır. Ve o Sonsuz Enerji büyüklüğü İlahi Aşktır. Her zerre Yaratan’dandır. O’nundur ve de O’dur. Her zerre kutsaldır. Evrensel evrim oyununda kendini bilmeyerek yola başlayan her zerrecik sonunda bu hakikati kendi içinde keşfedecektir.

O hakikate ulaştığınızda, o hakikat vicdanınızın tamamı haline geldiğinde, hiçbir zerreye zarar veremezsiniz. Her zerredeki kutsallığı görür ve onurlandırırsınız. Her zerreye aşık olursunuz.

O hakikate kendi içimizde ulaşabilmemiz için bir çok hayat boyu şansımız oldu.

Dünyada yaşayan varlıklar şimdi haberi verilmiş bu büyük uyanış çağının giriş kapısındalar. Birçok hazırlayıcı ışık dalgasından geçtik ve bir çok dalga içimizden geçerek bilinçaltımızın kirlerini temizledi.

Aydınlık çağın giriş kapısı olan önümüzdeki birkaç ay kaotik hissedilebilir. Acı duyulabilir. Çünkü bu kapıdan geçmek için insan geçmişten getirdiği bütün acılarıyla kısa süre içinde yüzleşip, korkuyu, öfkeyi, kederi, sevgiye, şefkate, bağışlayıcılığa, birliği dönüştürmelidir. Bu hızlandırılmış temizlik süreci önceki ışık dalgalarından tam istifade edememiş insanlarda zorlayıcı hissedilebilir.

Hem bireysel hem toplumsal, hem küresel seviyede gizli kalmış karanlık duygular, düşünceler, planlar ve gerçek tarih bir süredir yüzeye çıkıyor ve görünür hale geliyordu. Eskiden komplo teorisi denilen karanlık planların planlayıcıları bile bazen kendi ağızlarıyla gerçek arzularını içlerinde tutamayıp ifşaa eder oldular.

Şimdiye kadar ne ifşaa olduysa sadece bir hazırlıktı. Burada giriş kapısındayız… Saklayacak şeyleri olanların vay haline… Çünkü gemileri çürümüş ve nereden tıkasalar başka yerden patlayıp su alıyorlar; batıyorlar. …Ve sürekli hala yüzebildiklerini, çok sakin olduklarını , hatta herşeyin tam istedikleri gibi gittiği imajını vermeye çalışıyorlar. Aslında dağılıyorlar.

Onların yarattığı bu güçlü olma imajına kanan korku halindeki kalabalıklar onlara kendi güçlerinden güç aktarıyorlardı.

Herkesin dikkati içlerinden doğacak bir ışık patlamasıyla kendi içlerine getirilecektir. O zaman karanlıklar da beslendikleri enerjileri kaybetmiş olacaklar.

 

Herşey özgür seçimle.

Şu an yanyana yürüyor olabiliriz. Ama bakarsınız yarın bambaşka boyutlarda olabiliriz. Herkes kendi seçiminin evrenini deneyimleyecektir.

Sonsuz olasılıklar  içinden kendilerine verilen Uyanış çağını görenler ve şükranla alanlar O boyutta olacaklar. Belki bazıları son anda gelecek olan en büyük uyandırıcı ışık dalgasıyla uyanıp birliğin evrenini seçecektir.

Bazılarıysa henüz frekanslarını o bilinç noktasına yükseltemeyecekleri için 3. Boyutun kaotik deneyimlerine kaldıkları yerden devam edeceklerdir.. adeta hiçbir şey olmamış gibi… belki sizi bu gün tanıyan birileri yarın size dair hiç bir şey bilmez olup kendi boyutunda evrimine devam eder. Ve siz onu tanımış daha yüksek bir bilinç olarak onu sevgiyle hatırlar kendisinin yükselişi için de bulunuduğunuz birlik boyutundan dua edersiniz.

Ve aslında bu şimdiden oluyor. Bazı insanlar yanınızdan sizi görmeden geçiyor. Bir seslenecek olsanız korkarak kendilerine geliyorlar.. “ahhh, sen oradamıydın? Ne var?”

 

Farklı evrim seviyelerindeki varlıkların hepsinin aynı anda aynı ışık boyutuna yükselmelerini bekleyemeyiz.

Evet aynı dünyayı paylaştık. Aynı dünyayı paylaşabilmek için hepimiz kişisel travmalardan, ve ego istasyonundan geçtik.

Ruhani öğretmenler, ışık işçileri, ışık rehberleri bazen çok karanlık bir aileye ya da topluma çocuk olarak geldiler. Bazıları da dünyada kalabilmek için yemeğe gereğinden fazla gibi gözüken şekilde önem vererek kilolandılar. Bu gün dünyada ağır kilolarla demirlenmeye çalışan birçok insan var.

Şimdi Saturn ve Jupiter 21 Aralık Kış Dönümünde, Kova Burcunda buluşarak, Kova Çağının girişini Türkiye saatiyle 21:33’de işaretlediklerinde aynı dünyayı paylaşma zorunluluğumuz ortadan kalkıyor ve evren okulunun bir üst sınıfına yükselme şansımız doğuyor. Bu kapı bir üst sınıfın kapısı. Aynı parlak geleceğe  niyetlenmiş olanların yan yana yükselme vakti. Onlar için hayat gün be gün dışarıdaki kaotik görünümüne rağmen daha akışkan, daha kolay, daha keyifli, daha neşeli gelişecektir. Tabii ki kalplerimiz ister ki bütün insanlık birlikte yükselsin. Ama Varlıkların özgür seçimleridir olan ve olacak olanlar. Saygı duymak ve sevgiden ötürü onları özgür bırakmak gerekir. Sevgi özgürleştirir.

Bizim seçtiğimiz gelecek zaman hattında (!) insanlık üzerinde büyük kontrol planları yapanların “great reset planları” ellerinde patlayacaktır.

İnsanın ruhla bağlantısını kapatabilmek için hem radyasyon ile, hem hava yoluyla zehirleyerek, hem yarattıkları hastalıklar hem de çare diye çıkarttıkları aşılarla, hem genetiği bozulmuş gıdalarla, hem de aslen karabüyü ve dünyadışı sahiplerinin silahlarıyla saldırdılar. Binlerce yıl önce “Tanrı” efendilerinin yaptığı gibi bir köle ırkının tek sahibi olmak istediler. Ancak o vakitlerde başlamış olan karanlık giderek, yükseldi, yükseldi, yükseldi ve daha fazla yükselemeyeceği bu günkü en yüksek noktasına vardı. Bu noktada tıpkı yin-yang sembolünde olduğu gibi net bir çizgi ayrımıyla karanlığın çağı tamamlanıyor ve ışığın çağı başlıyor. Her kes evrenin kurallarına ve döngülerine uymak zorundadır. Onların planları ellerinde patlamak zorunda. Onlar yanlış yerde hapsolmuş durumdalar.  

Aydınlık çağ başlıyor ama 22 aralık sabahında uyanıp yepyeni bambaşka bir dünya göreceğimizi de zannetmeyelim. Fiziksel olarak kurulmuş, aydınlık geleceğimizle uyumlu olmayan herşeyin-her sistemin, her düzenin gözlerimiz önünde yıkılması gerek. Dünyaya yapılmış her türlü hasarın onarılması, her türlü zehrin temizlenmesi gerek. Hem varlıklarımızdan hem de dünyadan büyük zehir yükselecek. Bir süre buna şahit olacağız. Sonra belki önümüzdeki 100 yıl sürer bilinç yükselişimiz ve birlik dünyasını yaratmamız.

Ama öyle düşünüyorum ki önümüzdeki 5 seneyi geçirdikten sonra daha gençleşicez, daha güçlenicez ve zamanı daha çok anda yaşar olacağız. Zamanı anda yaşayan biri için 100 yıl hem bir hiçtir hem de sonsuzca doludur.

Aşk olsun.

 

 21 Aralık 21:00-21:44 arasında sürecek bir toplu meditasyon var. Sizi ona davet etmek istiyorum.

Fb etkinlik sayfasındaki açıklayıcı yazıyı aşağıya yapıştırıyorum:

-----------

Sizleri 21 Aralık 21:00-21:44 yeni dünyanın demirlenmesi ve kutlamasını yapacağımız toplu meditasyona davet ediyorum.
Dünyanın pekçok yerinden belki yüzbinlerce kişi benzer niyetleriyle bütünün hayrına meditasyon ve seremoniler yapacak.
Bu arzuyu ve görevi gönlünde duyanlar zaman-mesafe gibi engelleri aşarak buluşacaktır. Buluşmamız bütünün en yüksek hayrına olsun.
---
(Başlamadan evvel kendinizi derin nefesler alıp vererek dinginleştirin. Yaradana seslenerek onun iznini, kutsamasını, şifasını, onun merhametini, ışığını dileyin.
1. Niyet:
Bu vakitte bütünün en yüksek hayrına dünyaya ve insanlığa gönderdiğin arındıran, şifalandıran, bilinç yükselten ışıklarının tertemiz bir kanalı olmaya niyet ediyorum Yaradanım.  Birliğin dünyasını senin sevginle yaratmamıza izin ver, yardımcımız ol Yaradanım.

2. Teslimiyet:
burnunuzdan alacağınız ve vereceğiniz derin, sakin nefesler eşliğinde, hiç birşey düşünmeden tepeden tırnağa bedeninizdeki hisleri duyumsayarak uyanık bir farkındalıkta kalın.
(bu esnada açık boyut kapılarından gelen enerjiler bedeninizden geçerek dünyaya girecek, yayılacak)

3. Yaratım: (44 dakika sürecek olan meditasyonun son 5-10 ve ya 15 dakikası boyunca)
Hastalıklardan arınmış, paranın olmadığı, yüksek ruhani teknolojilerin bütün varlıkların refahı için kullanıldığı, dünyanın kaynaklarının onurlandırıldığı, herkesin birbirini kardeşmişçesine tuttuğu ve sevdiği, galaktik bir gezegen toplumu olduğumuz, birliğin dünyasını
hayallerinizde coşkuyla, mutlulukla, inançla yaşayın.. Bu, ruhani boyutta aktif bir yaratımdır.
Yaratım için gerekli olan hayaller zihninizde belirmiyorsa, endişe etmeyin. Yaradanın büyük planına güvenin. Aşkta kalın.

----
Fb etkinlik sayfasını da paylaşmanzı rica ederim:


Aşk ile