Monday 23 March 2020

57. Bu fırtınadan nasıl çıkarız?




Kardeşlerim,

Bu olanlar, kim olduğumuzu daha derin -daha yüksek bir boyutta bulup deneyimleyebilmemiz için bir şanstır. Kendimizi adıyla sanıyla ölümlü bir insan olarak aynada gördüğümüz haliyle tanımlıyorsak ve tanım bu kadar sığ ise, o zaman fırtınalar, rüzgarlar, dalgalar, biz sandığımız o şeyi yıpratır, belki de siler süpürür. Oysa daimi olan kutsal varlığımıza dair sezgilerimiz varsa, yani kim olduğumuza dair sessiz-sözsüz tanımımız, derinde-ışıkta-Yaratan’da bir yerdeyse, bir çok fırtına görmüş bir teknenin maharetiyle dalgaların üstünde, içinde, arasında ilerleriz ya da bir kartal gibi sert karşıt rüzgar akımlarını sürer sonunda fırtınadan çıkarız. Yine güneşli günler gelir, gemiler limanlara yanaşır, kartallar yükseklerdeki evlerinde dinlenir. Bu süreçte aklımızın bir kenarında büyük bir yardımcı olarak kalsın bu bilgi: Herşey başlıyor, ilerliyor ve geçiyor… Her şey geçiyor. Bu da geçecek. Şimdi yaşadıklarımızın bize hissettirdiği korkunun içinden, arkasına geçip daimi Tanrısal Işığımızı bulma, sahiplenme, olma zamanımız geldi. Bu sınavlar, bu sonuçlar içindir.

Henüz kendinize dair tanımınız çok çok sığ ise, katı şüpheci, materyalist, zifiri karanlık bir zihin haliyseniz, bu sözler zaten kulağınıza varmaz, varsa da içinden alacak birşey bulamazsınız.

Onlardan biri değilseniz ama kendi derinliğinizde de değilseniz, fırtınanın yıpratıcı etkilerini dolu dizgin yaşayacak; korkunun, paniğin çeşitli dalgalarında sürekli kaybolacaksınız. Bu sözlerden alabileceğiniz bir ilham var: “Kendinizi aramak ve bulmak için hala şansınız var.”

Ben kimim diye sorun Yaratan’a. “Hakikati hissedebilmem için yardımcım ol, Sana sığınıyorum, sana Teslim oluyorum Alemlerin Yaratanı”, deyin. Duanız ve niyetiniz bu olsun. Yükselen dalgalardan korkmanız kaçınılmaz. Hakikat bu dalganın içinde-ötesinde derininde… Sürekli düşünmeyi bırakın. Duanızı ve niyetinizi edin, derin nefesler alarak yükselen korkuyu dinleyin. G-E-Ç-E-C-E-K. Herşeyin doğası bu. Geçecek. Ve de sanki o tünel ve siz içinden geçen insansınız gibi, içinden geçeceksiniz.

Içinden geçtiğinizde, yani korku, panik, keder dindiğinde kutlayın kendinizi. Şükredin Yaratan’a… bir dalga daha, bir tane daha… Her sefer bir dalga. Geçeceğiniz bütün dalgalar ve fırtınanın tamamı için kafa yormak boşa… Ağır duygulardan oluşan dalga her yükseldiğinde, kaçınmadan, direkt içine dalarak, dinleyin… Geçecek, geçeceksiniz… O sizden geçecek, siz ondan geçeceksiniz. Ve bu karanlık tünelden geçerken hakikatinizle kavuşacaksınız; Kutsal ışığınızla, gerçek gücünüzle.

Sonunda fırtına dinecek.

Bulutlar dağılıp güneş açınca, ufukta bir çok gemi görünecek.

Bir çok kartal çıkacak, kanatlarını kocaman açmış, hafif rüzgarın üstünde süzülen.

Fırtınadan ışığını hatırlamış bir çok insan çıkacak. “AAAA cennet dünyayı yaratalım diye gelmiştik buraya.. nasıl da unutmuşuz, diyecekler… Gülüşmeler olacak…” Gözle görülür, hissedilir, büyük dönüşümler olacak. Aşkın birliğine doğru akıyoruz girdabın farklı kollarından; bir noktaya…

Bunları varlığımın hakikatini sezdiğim o derin yerden duyumsuyor ve alıcılarıyla paylaşıyorum.

Içimde hem bu anın toplumca hissettirdiği duygular var, hem de başaracağımızı gören gönlümde kutlama var. Bu anın getirdiklerini daha fazla reddetmeyelim, ertelemeyelim. Madem tuğlalı, çatılı, bahçeli, bahçesiz evimizdeyiz; madem etten, kemikten, kandan, irinden bu bedendeyiz, artık dikkatimizi, şimdiye ve buraya demirleyelim; içimize.

Bu kadar şey yazıp virüse dair doğrudan birşey söylemediğimi farkettim. Korku onun limanı. Korkmamaya çalışmak da nafile… Onunla fiziksel olarak karşılaşmamak da imkansız. Belki önümüzdeki yıllar içinde türlü türlü versiyonlarını görüp geçireceğiz. O artık büyük uyanışa son bir sebep veren fırtına.  Tabii ki evinizde kalın, maske ve eldiven kullanın, onun dolaşımını yavaşlatmanız birçok insana kendiyle yüzleşmeleri ve dönüşümleri için ekstra zaman verecek –ilahi plan eğer böyleyse… O, karanlık bir zihnin, kötü amaçlı bir yaratımı ise bile, yine de büyük uyanışa hizmet ediyor. O ışığını unutmuş - karanlık zihin - Yaratanın ışık dolu zihninden sonsuzluk oranında küçük.
O karanlık zihnin bütün çabaları boşa…

---
Ruhunun ışığı sönük olan insanların bedenleri de korumasız ve zayıf.

Siz ruhunuza doğru açılım yaparken bedeninizin de gerçek fiziksel gücüne ve dayanıklılığına doğru açılacaksınız. Dua-nefes çalışmaları ve meditasyonlarınıza ek olarak bolca fiziksel bedeninizi çalıştırmanızı tavsiye ediyorum. Yoga, Tai chi gibi çalışmaları bilmiyorsanız online kurslar’dan, youtube videolarından faydalanabilirsiniz. Günde 3 şınavla başlayıp bir haftanın sonunda 10 şınava ulaşabilirsiniz. Her gün derin nefesler eşliğinde bir kaç dakika soğuk duş alarak bedeninizdeki vahşi gücü açığa çıkartabilirsiniz. (Bununla ilgili her şeyi, Wim Hof ve yöntemini araştırarak bulabilirsiniz.)

Sağlığınıza iyi gelmediğini yürekten bildiğiniz her şeyi bırakmanız için bundan daha iyi bir vakit olamaz. O sigarayı, kalbinizden öyle hissediyorsanız artık söndürün.

Güneşi görebilmenin, toprağa dokunabilmenin fırsatlarını kollayıp değerlendirin.

Virüs yaşlılara etki ediyormuş. Yaşlı ne demek? Yaşlılık zihinsel bir hastalıktır. Artık yaratamamak düşüncesidir yaşlılık. Son nefesinde bile genç olanlar vardır. Zaten onlar ölmezler. Sadace geçerler. Kendinizi yaşlı ve yorgun hissediyorsanız;- ki belki de yıllarını ofis işinde geçirmiş 35-40 yaşında birisiniz;- bir silkelenin.BEN KİMİM? Diye sorun. Bu soruyu sormak ve Yaratan’dan yardım istemek için hiç bir zaman geç değil.

Yaradanın size bahşettiği yaratıcı gücünüzü aktive edin.

Kendi içimizdeki dalgalarla yüzleşmelerimizin arasında,  gelecekte hep beraber kuracağımız Yeni Cennet Dünya’yı hayal edin. Nasıl bir dünya O? Ütopyadır o deyip küçümsemeyin. Kalbinizdeki çocuk mucizelere inanıyor. Bırakın o kursun bu hayali. Dalgaların arasında nerede buluşacakmışız anladık mı? Anlaştık mı?

Cennet dünya’nın eterik alemdeki yaratım alanında buluşacağız.

Ahhhh… hayvanlar ve insanların derin bir iletişim ve dostluk içinde yaşayacağı, paranın olmadığı, çok yüksek ruhani teknolojilerin bütünün ferahı için kullanıldığı, her kesin her çocuğun anne ve babası gibi hissettiği, herkesin birbirine kardeşmiş gibi hissettiği, paylaşım çemberlerinde değerlerimizi güçlerimizi birbirimizle paylaştığımız, uzayda yolculuk yapabildiğimiz, suyun altında nefes alabildiğimiz, dünyanın kaynaklarını sömürmeyen-onurlandıran, bir büyük dünya ailesi, bir büyük galaktik aile, bir büyük evrensel aile oluşumuz… VE OLDU BİLE ÇOK ŞÜKÜR diyeceğiz içimizdeki coşkuyla.. Bileceğiz ki buluştuk bu hayali kuran-bu yaratımda aktif görev yapan bütün ışık varlıkları olarak… Hayal gücümüz sonsuz gençliğimiz ve özgürlüğümüzdür.

  
Fırtınamız kutlu olsun. Bütünün hayrına olsun. Ve öyledir şükürler olsun.

21 mart 21:00 ve 24 Mart 23:59 iki meditasyondan oluşan bir etkinlik açmıştım Facebook’ta. İlkine katılmadıysanız, niyetinizle dilediğiniz vakit katılabilirsiniz.
Meditasyona dair daha fazla bilgiyi fb etkinlik sayfasında okuyabilirsiniz.

etkinlik linki:


Katılacak olanlarla 24 Mart’ı 25 Mart’a bağlayan gece yarısı buluşmak üzere.

Aşk ile