Sunday 30 April 2017

12. Alto Paraiso- Yüksek Cennet - 2. Yazı

Yakında gördüğüm bir rüyada kanatlarım vardı ve uçuyordum. Bir akrabamı ziyaret ettim. Onu evinin bahçesinden, bir kartal avını nasıl kaparsa öyle kaptım. Omuzlarından tutuyordum. Çok yüksek bir gökdelenin tepesine çıkardım. Oraya vardığımızda, çırılçıplak kalmıştı. Aşağıya bak, dedim.
" Benim dediğin her şeyin seni ne kadar köleleştirdiğini gör; çok daha özgür bir hayat yaşayabilirdin... hala yaşayabilirsin..."

Bütün varlıklar kendi kurdukları hapishanelerinden özgürleşsin! 

Bu hafta, o hapishanenin duvarlarına balyozla vuran biriyle tanıştım. 
Adı Adil. İlaç sektöründe çalışan (ilaç firmaları ve doktorlar arasında) çalışan Adil. İçinde bulunduğu yalan dünya ve sistemin, ruhunun güzelliğini ve özgürlüğünü yansıtmadığını anlamış. Anlayana kadar tabiiki kendini yıpratmış. Sonunda ruhunu yansıtacak bir realite kurabilmek için eski düzeninin yıkılmasına izin vermiş. İşinden ayrılmış. Gezmek istediğini anlamış. Benzer hislerdeki bir arkadaşı ile Kamboçya'ya gitmiş. Bir süre, bir arada, eski hayatlarını sürdürürcesine yaşayınca, Adil bir ayılma daha yaşamış. Eski dostuna ," Yok dostum, benim yolum başka " demiş. Tam o sıra karşısına çıkan bir internet sayfasına, parasına kıyıp üyelik yapınca, dünyanın her tarafından gönüllü çalışan arayan işletmeleri görebilmiş.
 Böyle gönüllü işler genelde yatacak yer, yiyecek ve belki ufak bir cep harçlığı veriyor. İlk gönüllü işi Endonezya'daymış. Sonraki Srilanka. Bir sonraki ise kendisiyle tanıştığımız Brezilya , Alto paraiso ( doğrusu ona yakın bir köy). 5-6 aydır sürüyormuş yolculuğu. Burada ekolojik bir çiftlik- guest house türü yerde gönüllü olarak çalışıyor. Kendisi gibi gönüllü çalışan, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş insanlarla birlikte geçiriyor vaktini. Onlardan yoga ve meditasyon öğreniyormuş.

Bir gün, içindeki yaratıcı enerji taşıvermiş ve görevi olmadığı halde mekanın dizaynına katkılarda bulunmaya başlamış. Öyle etkileyici olmuşki arkadaşları ona tasarımcı demeye başlamışlar.
Yolculuğunu yazdığı bir de internet sayfası var. İçindeki tüm cevherler dışarı çıkana dek dönmeye niyeti yok.

İçindeki en büyük cevherse saflığı. Öyle herkesle, kolaylıkla kalpten iletişim kuramayabiliriz. Enerji akmayabilir, sözler akmayabilir. Adil'in kalbi çok saf. Onunla iletişim kurmak, ona güvenmek çok kolay. Çalıştığı mekanın sahibi 8 yaşındaki kızlarını ona teslim etmiş okula götürüp getirmesi için. Çünkü öyle saf... Umarım o da bu cevherin farkındadır. Yolunu açan, onu emniyette tutan, akışta kılan bu saf enerji.
Bu saflık cevherini, artık içinde saklı, daha fazla tutamazmış Adil. Onun Adil olması gerekmiş. İçinde karanlık ve büyük yalanların döndüğü bir iş ortamında, sırf üniversitede onu okuduğu için daha fazla bulunamazmış. Ruhunun değerlerini hiç bir üniversite belgeleyemez. O özünü deneyimlemeye ve fiziksel realiteye yansıtmaya devam ede dursun. Yolu ışık, aşk, bolluk ve bereket dolu olsun.
 

Onun hikayesi benim hikayem ile ve uyanış vakti gelmiş herkesinki ile benzer. 

9 yıl gemilerde çalıştıktan sonra, yeni hayatımı yaratabilmek için, Öz beni en yüksek frekansında bu dünyaya yansıtabilmek için, eskinin yıkılmasına izin vermiştim. Bütün diploma, sertifika ve denizci pasaportlarımı bir ateş çukurunun içine atıp, şükranla yakmış ve başında dansetmiştim.
 

O sıçrayışı yapabilmiş, hayatı gün ve gün güzelleşen tanıdıklarım var.

O sıçrayışın eşiğinde durmuş son bir derin nefes alan tanıdıklarım var. Korktuklarını biliyorum. Yine de sıçramaya niyet etmişler; çekirge gibi; hem fiziksel hem ruhani bir sıçrayış...

O sıçrayışın 10 adım gerisinde olan tanıdıklarım var gerisin geriye yürüyen. Giderek uzaklaşıyorlar ve hayatları giderek çekilmez hale geliyor.

Deryl Anka isminde bir medyumun 20 yıldır mesajlarını aktardığı Bashar isminde bir E.t. (Dünya dışı varlık) var.
O der ki, " beklentisizce, kalbindeki isteği takip et. O yol senin en yüksek yolundur." 

Kalbindeki isteği duyamayanlar var.
Kalbindeki isteği duymaktan korkanlar var.
Kalbindeki isteği duyduğu halde harekete geçmeyenler var.
Kalbindeki isteği küçümseyenler var.

Onlara soracak olursanız, onlar aklın yolunu takip ediyorlar. 
Öyle mutsuzlar ve bunu kendilerine itiraf edemeyecek kadar da gururlu...

Bu demek değilki canı her sıkılan işini, eşini bıraksın. Ses ruhtan mı yoksa egodan mı geliyor, onun farkını bilmek gerek. Kalbi dinlemekte ustalaşmak gerek. O en hakiki pusula.

O pusulanın gösterdiği yolu yürürken Alto Paraiso'nun organik pazarında tanıştığım başka 2 değerli varlık, Osman Atasoy ve ruh eşi Sibel abla oldu.
Osman Abi, bildiğiniz Uzaklar teknesinin kaptanı. Olur mu olur. Seneler önce hayranlıkla hikayesini okuduğum, ilham aldığım Kaptanla, dünyanın öbür ucunda tanıştım. Bizi evlerine davet ettiler. Sibel ablanın yaptığı lezzetli ev ekmeğini, Türkiye'den getirdikleri peyniri, Türk çayı eşliğinde atıştırdık. Hikayelerimizi ve sevgimizi paylaştık şükürler olsun. 
 

Yine aynı pusula son 1 haftadır her kes uyurken beni bahçeye çıkarıyor. Yıldızları izlerken, kalben ve ruhen bağım olduğunu bildiğim bu dünya dışındaki ışık varlıklarını bilincime davet ediyorum. Bütünün hayrınaysa gemilerinizi manifest edin, fizikselleştirin, izin verin göreyim, diyorum.
Ve o altın kurala uyuyorum. Beklentisizce, kalbimden gelen isteği yapmanın verdiği sevinç ile gökyüzünü izliyorum.

Ve sonunda varlıklarını manifest edip kendilerini görmeme izin verdiler.
Rüyamda 4 tane disk biçimli uzay gemisi uçuyordu masmavi gökyüzünde. Onları görmemi ve videolarını çekmemi istiyorlarmış. Onların alçak ve yavaş süzülüşlerini izledim. Peru'nun geleneksel kıyafetlerindeki renklerde ışıyorlardı. Hatta yerel Peru kıyafetleri giydiklerini sandım. Sonra telefonun kamerasıyla uçuşlarını çektim. Kalbim mutlulukla ve sevgi ile dolup taştı. Gülümseyerek uyandım. 

(Yolculuğumuzun ilerdeki basamaklarından biri olan Peru'ya dikkatimi çektiler)

Yine şükrettim. Evrensel yasalar tıkır tıkır işliyor.

Bir sonraki blog yazımda Alto Paraiso'nun yüksek enerjili kutsal şelalelerindeki deneyimimizi ve o mekanlarda kaydettiğimiz ses ile şifa chanting kayıtlarımızı paylaşacağım.

O ses kayıtlarını dinleyerek yapacağınız meditasyon ile bu kutsal mekanların enerji imzasını varlığınıza alabilir, arınabilir, şifalanabilir, bilinç yükselişi yaşayabilirsiniz.

Ve öyle olsun.
Bütünün en yüksek hayrına olsun



(Adil'in blog yazılarına bu adresten ulaşabilirsiniz : https://adilontheroad.com/ )














No comments:

Post a Comment

Note: only a member of this blog may post a comment.