Sunday 15 October 2023

71. Filistin-İsrail ? Savaşanlara açık mektup. Cennet'te Buluşmak üzere


        

         Çocukluğumdan beri süre gelen bir içsel oyun bu, kalbimin topraklarında acı çekenleri buluşturmak...


         Çocukluğum ve gençlik yıllarım boyunca Filistin'lilere yapılan zulmün haberlerini dinleyerek üzüldüm. Kalbimin içinde onlara karşı yumuşak bir alan vardı. O alan haksızlığa uğrayan toplumlar, insanlar, hayvanlar, bitkiler, dağlar taşlar için hep vardı. Sanki zulümden kaçanların girip ev bilip yaşayabilecekleri bir topraktı-boyuttu orası. Sanki gelin burada yaşayın sonsuza dek diyordu içim.

Sonra farkettim ki bombalar İsrail'i de vuruyordu. İsrail'li masum insanlar da ölüyordu. Kalbimin o yumuşak alanında İsrail'liler ve Filistin'liler buluşuyor ve kardeşçe birlikte yaşamaya başlıyordu. Ne tuhaf; iki taraf da birbirlerinin zulmünden kaçıp kalbime sığınıyordu.

          Kürtler için üzülerek büyüdüm. Hayır bildiğim kadarıyla kürtlük yok kanımda. Ama insan olmak var mayamda. Onların kendi dillerinde şarkı söylemelerine bile karışmıştı devletimiz. Onların ana diliydi o.  Onların da hakkıydı kendilerini hissettikleri ve bildikleri gibi ifade etmek. Köyleri basıldı, çoluk çocuk katledildi. 

         Sonra bombalar atıldı sokaklara, alışveriş merkezlerine. Türk olarak kimliklenmiş insanlar yandı, Bakırköy yandı, kalbim yandı.

Çok zordu bu kadar acıya şahit olmak bir çocuk olarak-bana.


         Sonra kalbimin en yumuşak yerinde buluştu Türkler ve Kürtler kardeşçe. İki taraf da birbirilerine ettikleri zulümden kaçıp orada buluşmuşlardı. Orada-sevginin topraklarında paylaşamayacakları hiç bir şey yoktu. Hatta bir şarkı Kürtçe başlayıp Türkçe devam edebilirdi ve Kürtçe bitebilirdi. Kimsenin buna itirazı olmazdı. Çünkü herkes hiç birşeye itiraz edemeyecak kadar dansetmekle, gülmek ve coşmakla meşgul olurdu. Mutlulukla, birlikle, aşkla meşgul olan hiç kimsenin savaşmaya ayıracak enerjisi-isteği-zamanı olmaz. 


        Kıbrıs'a gittim okumaya üniversite zamanı.

        İlk senemdi. Lefkoşa'nın ortasından geçen sınırda durdum ve Güney'deki insanlara, Rumlar'a baktım. Kalbimin o yumuşak yerinden el salladım onlara. Beni görenler durup el salladı karşıdan.

Sonra bir tanesi çıkıp orta parmağını gösterdi. 

        Yaşım 20'idi ama içimdeki çocuk hala küçüktü ve kolaylıkla gözlerim yaşarıyordu sevgisizliği gördüğümde. O adam için üzülmüştüm. Kalbimi açmış onu cennetime davet ederken, o dışarıda durup savaşmayı seçmişti. Arkasından bakmaya devam ettim. Birkaç kez daha dönüp parmağını gösterdi. Bense sadace üzgündüm.

        Kalbimin en yumuşak o yerinde, Cennet'te Kuzeyli ve Güneyli , Rum ve Türk buluştular. Orada buluşanların artık etnik kimliği de kalmıyordu. Sadece Yaratan'dan olmanın-bir olmanın bilincine kavuşuyorlardı.


Oysa bir çokları gerçek cennet'in dışında kalıp, kendilerine vaad edilen sahte bir cenneti ararken, o uğurda birbirleriyle savaşabiliyor.

Vaad edilen cennet...

Vaad edilen toprak...

Vaad edilen bir statü...

Size kim vaad etti bütün bunları?

Kim dedi o cennet senin hakkın diye?

Kim dedi o toprak size söz verildi diye?

?


Nasıl hala kullanıldığınızın farkında değilsiniz?


        Ne cennet, ne toprak umurunda bile olmayan, sizleri birbirinize düşürmekten hem enerjisel hem maddesel olarak beslenen, perdenin arkasından kukla şovu oynatan, kendine elit-seçilmiş diyen, karanlıklar efendisine tapan,  psikopat, sosyopat, faşist, şeytanlar tarafından kullanılıyorsunuz.

Ey insanlık seni kullanan bu varlıkları tanı!

Nasıl kardeşi kardeşe düşürdüklerini artık gör, bil.

Uyan be oğlum artık. Uyan be kızım. Yetmedi mi birbirinizi acıttığınız. Kalbim yandı sizi izlerken, defalarca kez kül oldu, dirildi.

Yeter!


         Hamas denilen bu gurup bizzat İsrail ve Amerika tarafından kurulmuş, Filistin'in haklı mücadelesiymiş gibi kendini  gösterirken cani cinayetler işleyen ve bu yolla da İsrail'in dünya sahnesinde kendine haklılık payı çıkartmasına yarayan bir alet. İsrail kendini bu cani canavarlar karşısında haklı göstererek cani bir canavara dönüşüyor. Dişe diş ya...

Pkk gibi, İsis gibi, Hamas da barış olmaması için kendilerinden daha büyük canavarlar tarafından yaratılmış minik canavarlar -alet-edavat-araçlar.

       İsrail diyor ki binlerce yıl önce biz buradaydık. Burası bizim. Bu zihniyetle o zaman bütün Türk toplulukları bir araya gelip Çin'e dese ki, "biz sizin şimdi yaşadığınız topraklardaydık 10 bin yıl önce. Ülkenizi şimdi bize verin çünkü o bizim hakkımız. Tanrı bize söz verdi.  Birlikte yaşayabiliriz ama adı Çin olamaz: Türk birleşik devletler'i olacak ve yöneten de yalnızca Türkler olacak."


       Bu, iki ana okulu çocuğunun sınıfta buldukları bir oyuncağı iki tarafa çekiştirmesi ve önce ben buldum savaşı vermesinden daha akıllı bir şey değil.

       Öğretmenin gelip müdahele etmesi lazım. "Çocuklar bu oyuncak ikinizin de malı değil ama ikiniz birlikte oynamayı öğrenebilirsiniz."

        Dünya sizin malınız ve oyuncağınız değil. Toprağı tutmuş ve hayır Filistin'dir, hayır İsrail'dir diye çekiştiriyorlar ve Dünya'nın hissedebilen, duyabilen, hatta konuşabilen bir ruhu olduğunu tamamen görmezden geliyorlar. Dünyaya körler.

        Dünya'nın parmağını tutmuş çekeleştiriyorlar, hayır bu benim diye.

        Yeter yahu bu cahilliğiniz. Ama hiç kimse merak etmesin; Dünya, üstünden silkelemeye başladı uyanmamakta ısrar edenleri. Bir arınma, şifalanma ve dönüşüm vakti bu içinde yaşadığımız.

         Savaş adeta kollektifin patlamış iltihabı.

 

         Evet kalbim hem acıyor canı acıyan herkes için, hem de kutlama var aynı anda. Çünkü ışık ve uyanış geliyor Dünya'ya. 

         Herkes Dünya Anne'nin ve kendi kalplerinin en yumuşak yerinde kardeşçe bir araya gelecek. Orası özlenen gerçek cennet.

         Cennet'te buluşmak üzere.


         Aşk olsun Hu



--------

Not: 10-16 Kasım 2023, Kısmetse, İstanbul'da Bireysel Ruhani Rehberlik ve Şifa seansları vereceğim. İlgilenenler bana strongwings121212@gmail.com email adresimden ulaşıp, bilgi isteyebilir.

No comments:

Post a Comment

Note: only a member of this blog may post a comment.